Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Nedir? Belirtileri, Tedavisi ve Terapinin Önemi

Yayınlanma Tarihi: 09 Mart 2025

Travma sonrası stres bozukluğu ile mücadele eden bir birey
Travma sonrası stres bozukluğu ile mücadele eden bir birey.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Nedir?

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), kişi için aşırı korkutucu, tehdit edici veya dehşet verici bir olayın ardından ortaya çıkabilen ve uzun süre devam eden bir ruhsal bozukluktur. Travmatik olaylar; savaş, doğal afet, ciddi bir kaza, fiziksel veya cinsel saldırı, terör olayı ya da ani bir kayıp gibi aşırı stres yaratan durumlardır. Böyle bir olaya maruz kalan (ya da tanık olan) bazı kişiler, aradan haftalar ve hatta aylar geçmesine rağmen kendilerini hâlâ olayın etkisi altındaymış gibi hissederler. TSSB gelişen bireyler, olayı tekrar tekrar yaşıyormuşçasına zihinsel ve duygusal tepkiler verirler ve günlük yaşamlarında belirgin zorluklar yaşarlar.

TSSB’nin Belirtileri

TSSB belirtileri genellikle travmatik olaydan sonraki ilk ay içinde başlar, ancak bazen belirtilerin tam olarak ortaya çıkması aylar alabilir. Bu belirtiler en az bir ay boyunca sürer ve kişinin sosyal, mesleki işlevselliğini bozar. TSSB belirtileri dört ana grupta toplanabilir:

  • İstila edici (intrüzif) anılar: Kişi, travmatik olayı istemsiz ve sık şekilde yeniden yaşar.
    • Flashbackler: Olay sanki tekrar oluyormuş gibi, bir an için kendini yine o durumda hissetme deneyimleridir. Örneğin, savaş gazisi aniden bir patlama sesi duyduğunda kendini tekrar çatışma ortasındaymış gibi hissedebilir MAYOCLINIC.ORG.
    • Kabuslar: Travmayla ilgili kâbuslar sık görülür. Kişi gece defalarca korkuyla uyanabilir.
    • İstemsiz anı parçaları: Gün içinde, herhangi bir tetikleyici olmaksızın, olayla ilgili görüntüler, sesler veya düşünceler zihne üşüşebilir ve yoğun sıkıntı yaratır WHO.INT.
    • Fizyolojik tepkiler: Travmayı hatırlatan bir şeyle karşılaşıldığında (örneğin, saldırıya uğrayan birinin benzer sokaktan geçmesi gibi), kalp çarpıntısı, terleme, nefes darlığı gibi beden tepkileri ortaya çıkar.
  • Kaçınma belirtileri: Travmayı hatırlatabilecek düşünce, duygu veya durumlardan kaçınma çabaları belirgindir.
    • Kişi, olayı anımsatan konuşmalardan, haberlerden, insanlardan uzak durur. Örneğin, ciddi bir trafik kazası geçiren birisi, kaza yerinin yakınından geçmek istemeyebilir veya araba kullanmaktan kaçınır.
    • Travmayla ilgili düşünceleri bastırmaya çalışır, aklına gelince zihninden kovar. Bilinçli olarak hatırlamamaya çalışmak, duygulardan kaçınmak bu gruba girer WHO.INT.
  • Negatif düşünce ve duygu durum değişiklikleri: Travma sonrası kişinin dünyaya, kendine veya diğer insanlara dair bakışı olumsuz yönde değişebilir.
    • Anhedoni ve kopukluk: Daha önce severek yaptığı faaliyetlerden artık zevk alamama, insanlardan uzaklaşma, duygusal olarak hissizleşme görülebilir. Sanki çevresine yabancılaşmış gibi hissedebilir.
    • Suçluluk ve utanç: Travmayı atlatan kişi, olayı engelleyemediği veya hayatta kaldığı için suçluluk duyabilir (“Neden ben kurtuldum da başkası öl(dü)?” gibi). Kendini değersiz, güçsüz görmeye başlayabilir.
    • Hatırlamada güçlük: Travmanın bazı yönlerini hatırlayamama (dissosiyatif amnezi) olabilir.
    • Olumsuz inançlar: “Ben asla güvende değilim”, “Dünya tamamen tehlikeli bir yer” gibi kalıcı olumsuz düşünceler gelişebilir.
  • Sürekli gerginlik ve korku hali: Genel bir korku, irkilme tepkileri ve tetikte olma durumu psikolojisine yerleşir.
    • Aşırı irkilme tepkisi: Ani ses ve hareketlere karşı aşırı irkilir. Örneğin, kapı çarpmasına normalden çok daha fazla sıçrama şeklinde tepki verir.
    • Uyku problemleri: Uykuya dalmakta veya sürdürmekte zorluk çeker; kâbuslar da buna eklendiğinde kronik bir uykusuzluk olabilir.
    • Öfke patlamaları: TSSB’li kişilerde irritabilite ve ani öfke patlamaları görülebilir. Küçük bir tetikleyiciye aşırı tepki verip sinirlenebilirler.
    • Dikkat ve konsantrasyon sorunları: Zihni olayla meşgul olduğundan veya genel gerginlikten ötürü dikkatini toparlamakta güçlük yaşar.
    • Riskli davranışlar: Bazı bireyler alkol/madde kullanımını artırabilir, tehlikeli araba kullanma gibi riskli davranışlarda bulunabilir. Bu, hissettiği boşluğu doldurma veya duygulardan kaçma çabası olabilir.

Yukarıdaki belirtilerin hepsi her TSSB vakasında görülmeyebilir, ancak genellikle bu kategorilerin bir kombinasyonu teşhis için mevcuttur WHO.INT. Örneğin, bir depremden sağ kurtulan kişi her sarsıntıda panik yaşayıp deprem anını hatırlayabilir (istila edici), yüksek binalara girmekten kaçınabilir (kaçınma), sürekli “Bir daha asla güvende olamayacağım” diye düşünebilir (olumsuz inanç) ve geceleri en ufak seste irkilip uyanabilir (aşırı uyarılma).

TSSB’nin Tedavi Yöntemleri

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde hedef, travmatik anıların işlenerek kişinin artık bu anılara farklı bir açıdan bakabilmesini sağlamak, belirtileri azaltmak ve normal yaşam fonksiyonlarını geri kazandırmaktır. Temel tedavi yöntemleri şunlardır:

  • Psikoterapi (Travma odaklı terapi): TSSB’de en etkili yaklaşım, travma odaklı psikoterapilerdir. Bunların başında Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) teknikleri ve özel olarak geliştirilmiş Travma Odaklı BDT gelir. Bu terapilerde amaç, travmayla ilgili zararlı düşünce kalıplarını değiştirmek ve maruz bırakma yöntemiyle anıların yarattığı etkiyi azaltmaktır.
    • Prolonged Exposure (Uzamış Maruz Bırakma) Terapisi: Danışan, terapist eşliğinde travmatik olayı detaylı şekilde tekrar tekrar anlatır (imaginasyonla maruz kalma) ve kaçındığı tetikleyicilerle gerçek hayatta aşamalı olarak yüzleşir. Bu sayede zamanla travmatik anıya duyulan yoğun korku ve duygusal tepki azalır.
    • Bilişsel yeniden yapılandırma: Kişinin kendisi, dünya ve gelecekle ilgili travmanın bozduğu düşüncelerini ele alır. Örneğin “Ben güçsüzüm” veya “Hiçbir yerde güvende olamayacağım” gibi genellemeler üzerinde çalışılır. Daha dengeli ve gerçekçi düşünceler yerleştirilmeye çalışılır.
  • EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): TSSB tedavisinde son yıllarda yaygınlaşan bir yöntemdir. EMDR’de danışan, travmatik olayı hatırlarken terapistin yönlendirdiği çift taraflı uyarımlara (göz hareketleri, ses veya dokunma uyaranları) odaklanır. Bu işlem, beynin travmatik anıyı yeniden işlemesini kolaylaştırır ve anıya bağlı sıkıntıyı azaltır.
  • İlaç tedavisi: TSSB belirtilerini hafifletmek için ilaçlar da kullanılabilir. Antidepresanlar (özellikle SSRI grubu, örneğin sertralin, paroksetin) TSSB tedavisinde onaylanmış ve yaygın kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar hem depresif belirtileri hem de anksiyete düzeyini azaltarak uyku, konsantrasyon gibi sorunlarda iyileşme sağlayabilir. Prazosin gibi tansiyon ilaçlarının düşük dozlarda kabusları azaltmada etkili olduğu bazı çalışmalarda gösterilmiştir; özellikle travma sonrası sık kâbus gören veterenler için kullanılabilmektedir. Aşırı uyarılma ve öfke patlamalarında gerektiğinde anksiyolitik ilaçlar kısa süreliğine verilebilir, ancak bağımlılık riski nedeniyle uzun vadede tercih edilmez.
  • Grup terapisi ve destek grupları: Benzer deneyimler yaşamış kişilerle bir araya gelmek bazıları için faydalı olabilir. Özellikle gaziler, saldırı mağdurları gibi ortak travma yaşayan gruplarda, grup terapileri birbirinden öğrenmeyi ve yalnız olmadığını hissetmeyi sağlar. Kişiler, başkalarının hikâyelerini dinleyerek kendi baş etme yöntemlerini geliştirebilir.
  • Stres azaltma teknikleri: Meditasyon, yoga, nefes egzersizleri gibi rahatlama teknikleri, sinir sistemini sakinleştirerek TSSB belirtilerini yönetmeye yardımcı olur. Bu teknikler tek başına çözüm olmasa da, tedaviye ek olarak kişinin günlük hayatında uygulayabileceği başa çıkma araçları kazandırır.

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde önemli olan, zamanında müdahale edilmesidir. Travma sonrası ilk haftalarda herkes bir miktar stres tepkisi gösterebilir (akut stres bozukluğu). Bu belirtiler bir aydan uzun sürüp TSSB’ye döndüğünde, gecikmeden profesyonel yardım almak iyileşme şansını artırır. Tedavi genellikle birkaç ay ila bir yıl arası sürer, ancak her kişinin iyileşme hızı farklı olabilir.

Psikolog ve Terapi Desteğinin Önemi

Travma yaşamış bir birey için psikolog desteği almak, iyileşmenin belki de en kritik adımıdır. Travmatik olaylardan sonra insanlar genellikle anlaşılmadıklarını hissederler; çevreleri “artık geçmişte kaldı, unut gitsin” gibi iyi niyetli ama yetersiz tavsiyelerde bulunabilir. Ancak TSSB yaşayan biri için sorun “unutamamak”tır ve bunun isteyerek kontrolü mümkün değildir. Bir psikolog, travmanın zihinde ve bedende nasıl izler bıraktığını bilerek yaklaşır ve kişinin kendini güvende hissedeceği bir ortam sunar. Terapide, danışan travmatik anılarını anlatma ve işleme fırsatı bulur. Bu, ilk başta acı verici olsa da iyileşmenin gerekliliklerindendir. Psikoloğun empatik, yargısız ve sakin tutumu, danışanın duygularını ifade etmesini kolaylaştırır. “Anlarsan deliririm” diye korktuğu anıları dile döktükçe, onların üstündeki güçleri zayıflar. Üstelik psikolog, danışanın anlatırken gereğinden fazla bunalmaması için seansları yapılandırır; gerektiğinde ara verir, gevşeme teknikleri uygular. Bu şekilde, travma anıları parçalara bölünerek ve dozajında işlenir, bir anda yeniden travmatize olmaması sağlanır. Psikolog desteği, aynı zamanda baş etme stratejileri öğrenmek demektir. TSSB ile yaşayan kişiler, örneğin flashback geldiğinde nasıl başa çıkacaklarını veya uykuya dalmak için ne yapabileceklerini terapide öğrenirler. Solunum egzersizleri, dikkat dağıtma teknikleri, topraklanma yöntemleri gibi beceriler kazanırlar. Bu araçlar, günlük hayatta beklenmedik tetikleyicilerle karşılaştıklarında paniklemeyip kendilerini regüle edebilmelerini sağlar. Ayrıca terapistler, TSSB’li bireylerin yakınlarına da danışmanlık yapabilir. Aile üyeleri veya partnerler, travma yaşamış birine nasıl destek olacaklarını bilemeyebilirler. Psikolog, yakın çevreye eğitim vererek neyin yardımcı olup neyin olmayacağını anlatabilir. Örneğin, kişinin duygularını ifade etmesine izin vermek ama detayları zorla sorgulamamak, tetikleyici olabilecek durumlarda anlayış göstermek gibi konularda yönlendirme yapabilir. Özetle, travma sonrası stres bozukluğu profesyonel destekle aşılabilecek bir zorlu yolculuktur. Bir psikolog veya psikiyatrist rehberliğinde alınan terapi, travmanın birey üzerindeki yükünü hafifletir ve sonunda yönetilebilir hale getirir. Kişi, “normal benliğine” kavuştukça hayatının kontrolünü yeniden eline aldığını hisseder. Terapi süreci, travma kurbanından travma geçirmiş ama güçlenmiş bir bireye dönüşüm yolculuğudur. Bu yolculukta uzman desteği, hem güvenli bir rehberlik sağlar hem de umudu canlı tutar.

TSSB tedavisinde terapi süreci
TSSB tedavisinde terapi süreci.
Blog'a Geri Dön
WhatsApp Üzerinden İletişime Geçin